Biz çocukken "İbo" adıyla tanınan bir şarkıcı vardı…
Askılı pantolonuyla her bayram sabahı TRT aracılığıyla evlerimize konuk olur ve “Benim balonlarım vardı” diye başlayan şarkısını söylerdi…
Bir bayram ritüeliydi, adeta bayramın “olmazsa olmaz”ıydı İbo’nun o meşhur şarkısı…
“Bayramlar mı eskidi, bizler mi yaşlandık?” diye sorardı şarkısında İbo…
Yıllar sonra bulduğumu sanıyorum o sorunun yanıtını…
***
Dostlarımın, sevdiklerimin bayramını kutlarken sıkça dillendirdiğim bir temennim vardır…
Şöyle başlarım hep kutlama mesajımı yazarken: “Kutlayanlarınızın ve kutlayacaklarınızın hiç eksilmeyeceği…”
Kutlayanların sayısının artması doğaldır…
Yeni tanışılan dostlar, yeni elde edilen akrabalar, belki aileye yeni eklenen bireyler vs…
Ama bayramı gerçekten bayram yapan, insanın içinde bayram coşkusunu hissetmesini sağlayanlar aslında kutlanacaklar…
Kutlayanlar, kutlanacakların yerini tutmaz asla…
Belki yüzlerce bayram mesajı gelebilir size, telefonunuz hiç susmayabilir…
Ama hiçbiri bayramda anne baba eli öperken hissedilen duyguyu yaşatmaz size…
Bayramın kokusu, sarıldığınızda içinizi dolduran anne baba kokusudur…
Bayramın huzuru anne babanın eli öpülüp de alna götürüldüğünde hissedilir…
Bayramın heyecanı kaç yaşında olursanız olun anne babanızın, sizin tüm karşı çıkışlarınıza rağmen zorla, hatta gizli gizli cebinize koyduğu harçlıktır, şekerdir, mendildir…
Bayramı bayram yapan aile sıcaklığıdır.
***
Bu yüzden bayramlar çocuklara aittir aslında…
Elini öpebileceği anne babası başında, yanında olan çocuklara…
Kaç yaşında olduğu hiç önemli değil.
Anne babası hayattaysa, herkes çocuktur aslında…
Ve kutlayacakları bir bir eksildikçe anlar insan büyüdüğünü…
***
Yalnız uyanılan bayram sabahlarında anlar insan artık bayramların anlamını yitirdiğini…
Yanında eşi, çocukları, kim olursa olsun…
Hep masanın bir ucunda oturan anne babasını arar gözleri.
Dudakları saygıyla öptüğü o elleri arar…
Onların kokularına özlem duyar…
Yıllarca elinde çiçeklerle kapısını çaldığı evin önünden geçerken anlar artık bayramların sadece bir anı olarak kaldığını…
İbo’nun şarkısındaki gibi bayramlar eskimez aslında.
Bayramların içi boşalır…
Bayramlar sıradan bir gün halini alır…
***
Coşkusu da kaybolur bayramların, heyecanı da zamanla…
Huzurlu kahvaltı sofralarından kabristana taşınır bayram…
Mezara bırakılan bir demet çiçektir rengi bayramın…
Bir iki pet şişe suyla ıslatılmış toprağın kokusudur bayram…
O sessiz buluşmada sadece ruhun bir diğer ruha fısıldadığı özlemdir bayram kutlaması…
Adı “bayram”dır sadece…
Yaşanansa eski bayramlara duyulan özlem sadece…
***
Ve kutlanacakların sayısı azaldıkça mutsuzluk, huzursuzluk vermeye başlar bayram sabahları…
Anılarıyla baş başa kalır insan…
Aileyle karşılanan bayramlar canlanır hayalinde…
Bir daha asla yaşayamayacağını bilmenin isyanı doldurur insanın içini.
Çevresindekilerin bayram coşkusunu garipser hatta…
Takvimler “bayram” dese bile kaç yazar insan içinde bayramı hissetmiyorsa…
***
Bayram sabahı elini öpeceği anne babası olanlar çocuklardır bayramların gerçek sahibi.
Bayram, sadece onlara sunulmuş bir imtiyazdır aslında…
Ve her bayram bu imtiyazın bilincine varamadan tatile gidenleri daha çok eleştiririm usumda…
Arifeden yapılan sembolik ziyaretlerle annesinin babasının sözde gönlünü almaya çalışanları…
Kabul edemem bu gafleti…
Sonradan yaşayacakları pişmanlığı düşünerek üzülürüm…
***
Hiç kimse bayramların da bir gün biteceğini aklına getirmez, getirmek istemez…
Tatile gitmek için çok vakti olur insanın ömrü boyunca.
Ama bayramların sayısı sınırlıdır…
Kutlayacaklarınız hayatta oldukları sürece vardır bayramlar…
Ebedi yalnızlıkla yüzleşildiğinde çocukluk da biter, bayramlar da…
Sınırlıdır insanın ömründe yaşacağı bayramlar…
Bir gün gelir…
Biter bayramlar…
Gelir yine gelmesine ama yüreğinizi ısıtmadan geçer gider artık bayramlar...
Bayram değil, sadece tatildir yaşanan…
Soğuk, yalnız buruk…
***
Elma şekeri gibidir her bayram…
Ailemiz bizimleyken, saydıklarımız başımızda, sevdiklerimiz yanımızdayken tadını alırız o şekerin…
Bir gün biter şeker, sadece sapı kalır elimizde…
Ve o sapla avunmaya çalışırız geri kalan ömrümüzde…
Bayramları kandırdığımızı sanırız tatile giderek....
Kandırdığımız kendimizdir aslında…